1
BİNGÖL İLİNDE YAYILIŞ GÖSTEREN ONOSMA L. CİNSİNİN
2
MİKROMORFOLOJİK VE ANATOMİK ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
3
Abstract
4
Bu çalışmada Bingöl ilinde yayılış gösteren 5 i endemik 6 Onosma L. (Boraginaceae)
5
türü (Onosma rechingeri H. Riedl., Onosma neglectum H. Riedl., Onosma sericea Willd.,
6
Onosma proballantherum Rech. fil., Onosma stenoloba Hausskn. ex H. Riedl..) karşılaştırmalı
7
olarak mikromorfolojik ve anatomik yönden ilk defa incelenmiştir. Anatomik incelemelerde,
8
türlerin gövde ve yapraklarından alınan enine kesitler incelenmiş ve türler arasında anatomik
9
yönden karşılaştırmalar yapılmıştır. Mikromorfolojik çalışmalarda gövde ve yaprak epidermal
10
yüzeyleri ile tohum yüzeyi incelenmiş ve elde edilen karakterler tablolar halinde karşılaştırmalı
11
olarak sunulmuştur. Gövde anatomik yapısının incelenen tüm türlerde hemen hemen benzer bir
12
yapı göstermesine rağmen yaprak mezofil yapısının anatomik yönden türler arasında farklılık
13
oluşturduğu tespit edilmiştir. Stomaların amfistomatik tipte olduğu
14
15
16
GİRİŞ
17
Magnoliopsida sınıfının, Asteridae alt sınıfına ve Lamiales ordosuna dahil edilmiştir (Cronquest,
18
1981). Türkiye’de en çok tür içeren familyalar arasında dokuzuncu sırada yer alan Boraginaceae
19
familyasının Türkiye Florası’nda 44 cins, 375 takson ile temsil edildiği tespit edilmiştir (2).
20
Türkiye Florasında Onosma
21
edilmektedir (Güner et al 2012; Binzet, 2016). Ükemizde yetişen Onosma L. türlerinin
22
deskripsiyonu Avusturyalı Harald Riedl tarafından yapılmıştır (Riedl, 1978). Riedl tarafından
23
Onosma cinsi, taban yaprakları genellikle yıldız şeklinde tüylerle kaplı olan Asterotrichia, taban
24
yaprakları basit tüylerle kaplı olan Haplotricha ve bazal yaprakları hem basit hem de yıldız
25
şeklinde tüylerle kaplı olan Heteroricha olmak üzere 3 grup altında incelenmiştir (Riedl 1978;
26
Koyuncu ve ark., 2013).
27
Cronquist’in sınıflandırma sistemine göre Boraginaceae familyası Angiospermlerin
cinsi yaklaşık % 50 si endemik olan 103 takson ile temsil
Bunlara ilaveten, güzel görünümlü çiçekleri nedeniyle süs bitkisi olarak da yetiştirilen ve
28
nektar bakımından zengin olan
Onosma türleri Arıcılık açısından ekonomik önemi olan
29
taksonları da içermektedir (Dukas ve Dafni, 1990).
30
Onosma türleri üzerinde son yıllarda yapılmış morfolojik, mikromorfolojik ve anatomik
31
çalışmalara özellikle ülkemizde yoğun olarak rastlanmaktadır. Morfolojik ve anatomik
32
çalışmalarda genellikle endemik türlerin gövde ve yaprak anatomisi
33
Mikromorfolojik çalışmalarda ise epidermal yüzey ve nutlet yüzeyi incelenmiştir
34
araştırılmıştır
1
Bu çalışmada Bingöl ve çevresinde yayılış gösteren Onosma cinsine ait altı türün (O.
2
argentata, O. neglectum, O. proballantherum, O. rechingeri, O. sericea, O. stenoloba)
3
mikromorfolojik ve anatomik yapısı ilk defa ele alınmıştır. Onosma taksonlarının teşhişlerinde
4
kullanılan morfolojik karakterlerin yetersiz kalması cinsi sistematik olarak problemli bir duruma
5
sokmaktadır. Bu çalışma ile incelenen türlerden elde edilen mikromorfolojik ve anatomik
6
karakterlerin cinsin sistematiğine önemli bir katkı sağlayacağını ümit etmekteyiz.
7
8
9
Results and Discussion
10
İncelenen türlerin gövde yapısının benzer olduğu görülmüştür. En dışta 0.6-1.7 µm kalınlığında
11
kütikula tabakası yer almaktadır. Kütikulanın altında, oval, kübik ya da dikdörtgen şekilli
12
hücrelerden meydana gelmiş tek sıralı epidermis dokusu bulunmaktadır. Epidermiste az sayıda
13
örtü ve nadir olarak salgı tüyleri görülmektedir. Örtü tüyleri 1-3 hücreli, dik ya da hafif kıvrıktır.
14
Salgı tüyleri kapitat tipte, 1-2 hücreli bir sap ve yuvarlak bir baştan oluşmaktadır. Epidermis’ in
15
hemen altında korteks tabakası gelmektedir. Bu tabaka; kollenkima, parankima ve endodermis
16
tabakalarından oluşmaktadır. Korteks tabakasının en üst kısmında 3-6 sıralı kollenkima tabakası
17
yer almaktadır. Kollenkima tabakasını 2-5 sıralı parankima hücreleri takip etmektedir. O.
18
neglectum ve O. stenoloba türlerinin parankima hücreleri diğer türlere nazaran daha yoğun
19
nişaşta içermektedir. Korteks tabakasının en iç kısmında bir ya da iki sıralı enodermis tabakası
20
yer almaktadır. Endodermisin hemen altında 3- sıralı floem tabakası görülmektedir. Floem ile
21
ksilem arasında kambiyum dokusu çoğunlukla net olarak ayırt edilememektedir. Ksilem dokusu
22
öze doğru demetler şeklinde floem ile birlikte bazı bölgelerde kesintiye uğramasıyla birlikte halka
23
oluşturmaktadır. Öz bölgesi ince çeperli, yer yer parçalanmış, yuvarlak ya da çokgen şekilli
24
parankimatik hücrelerden oluşmaktadır (Şekil 4).
25
İncelenen tüm taksonların enine kesitlerinde, üst ve alt epidermisin ince bir kütikula ile örtülü
26
olduğu görülmektedir.
27
Epidermis hücreleri; tek sıralı, sıkı dizilmiş, dikdörtgenimsi, kare ve oval şekilli hücrelerinden
28
oluşmaktadır. Epidermisin üzeri yoğun olarak örtü ve seyrek olarak salgı tüyleri ile kaplıdır. Örtü
29
tüylerinin üzeri tüberküllüdür. 1-3 hücreli, dik ya da hafif kıvrık şekillidir. Salgı tüyleri seyrek,
30
kapitat tiptedir. Mezofil yapısı türler arasında farklılık göstermektedir. O. argentata, O. sericea
31
ve O. rechingeri türlerinde yapraklar ekvifasiyal (isobilaterale) tipte iken O. neglectum, O.
32
probellantherum ve O. stenoloba türlerinde ise yapraklar bifasiyal (dorsiventral) tiptedir (Figure
33
2). Bu yaprak anatomisinde türler arasında görülen en temel farklardan biridir. Orta damar
34
bölgesinde bütün türlerde geniş kollateral tipte iletim demetleri bulunmaktadır. Ksilem üst
35
epidermise floem ile alt epidermise doğru yönelmiştir. Ksilemin üstünde ve floemin altında birkaç
Üst epidermis hücreleri alt epidermis hücrelerine göre daha iridir.
1
sıralı kollenkima tabakası görülmektedir. İncelenen bütün türlerde stomalar yaprakta hem üst hem
2
alt epidermiste yer almakta (amfistomatik) ve anomositik tiptedir.
3
4
5
Yapraklar bifasiyal; palizat parankiması 2 sıralı, bol kloroplastlı, silindirik ve sıkı dizilmiştir.
6
Sünger parankiması 2–4 sıralı ve gevşek dizilişli, oval veya yuvarlağımsı şekillerdedir. Orta
7
damar bölgesinde kollateral tipte geniş bir iletim demeti bulunmaktadır. Ksilem üst epidermise
8
floem ile alt epidermise doğru yönelmiştir. Ksilemin üstünde 1-2 sıralı ve floemin altında 2-4
9
sıralı kollenkima tabakası görülmektedir. Stomalar yaprakta hem üst hem alt epidermiste yer
10
almakta (amfistomatik) ve anomositik ve daha seyrek olarak anizositik tipte görülmektedir (Şekil
11
14, 15).
12
Mikromorfolojik çalışmalarda, türlerin gövde ve yapraklarının yoğun olarak örtü ve seyrek olarak
13
salgı tüyleri içerdiği görülmüştür. Örtü tüyleri çoğunlukla1-2 hücreli, dik ya da hafif kıvrıktır.
14
Salgı tüyleri daha seyrek, 1-2 hücreli bir sap ve yuvarlak bir baştan oluşmaktadır (Şekil 18).
15
Boraginaceae familyası üyelerinin teşhisinde tüyler büyük önem taşımaktadır. Metcalfe ve Chalk,
16
Boraginaceae üyelerinin yüzeylerinin pürüzlü olmasının nedeni olarak, çoğunlukla tek hücreli
17
fakat bazen iki ya da daha fazla hücreli konik, kalsiyum tuzları içeren, ya da silisyumlu sert kısa
18
tüyler olarak belirtmiş ve bu tüyleri Boraginaceae tüyü olarak adlandırmıştır. Çalışmamızdaki
19
Onosma türlerinin gövde ve yaprak epidermal yüzeylerinde yoğun olarak örtü tüylerin (setae) ve
20
seyrek olarak salgı tüylerine rastlanmaktadır. Yapraklar üzerindeki tüberküllü uzun trikomlar bazı
21
taksonların tabanında ışınlar içerir. Diğer türlerden farklı olarak O. rechingeri türünün yaprak
22
yüzeylerinde basit setalar ve setalara oranla daha kısa olan, ucu sivri veya yatık basit tüyler
23
bulunmaktadır. Setaların tabanı şişkin ve tüysüz, bazı setaların alt kısmında ise sistolit ihtiva eden
24
büyük hücreler gözlemlenmiştir (Şekil 19). İncelenen taksonların yapraklarındaki indumentum
25
yapıları farklılıklar göstermektedir. O. stenoloba türünün indumentum yapısı asterotrichous iken
26
diğer tüm türlerin haplotrichous olduğu görülmüştür (Figure 4).
27
Salgı tüylerine, örtü tüylerine oranla daha seyrek olarak rastlanmaktadır. Yapraklarda daha yoğun
28
gözlenirken gövde üzerinde daha nadir oldukları tespit edilmiştir. En yoğun salgı tüyleri O.
29
neglecta ve O. rechingeri türlerinin yapraklarında görülmüştür. Salgı tüyleri yuvarlak ya da
30
armutumsu bir baş hücresi ile 1 ya da 2 hücreli bir sap hücresinden oluşmaktadır.
31
İncelenen tüm taksonların yaprak epidermal yüzeylerinde (abaxial and adaxial surface) stomaların
32
yoğun olduğu görülmüştür. Stomalar anomositik ve seyrek olarak ta anizositik tipte
33
gözlenmektedir.
34
Akçin ve Binzet 20109 tarafından yapılan çalışmalarda gövde ve yaprakların anatomik yapısı
35
araştırılmıştır. Elde edilen verilerin, incelenen Onosma türleri ile benzer yapıya sahip olduğu
1
gözlenmiştir. Ancak, hücre ve dokuların tabaka sayılarında, trikomların yoğunluğunda ve yaprak
2
mezofil tiplerinde farklılıkların olduğu tespit edilmiştir.
3
İncelenen taksonların karşılaştırmalı biometrik ölçümleri Tablo 2’ de verilmiştir. Taksonların
4
hücre ve dokuların ölçümlerinde önemli farklılıklara rastlanmamıştır.
5
Akçin 2007b ve Akçin ve Binzet (2011) çalışmalarında, Onosma nutlerinin epidermal yüzeyini
6
4 tipte ele almışlardır. Bu tiplerden ikisi (retikulat tip ve rugose tip) bizim çalışmalarda da tespit
7
edilmiştir.