Sürdürülebilir kültürel ve doğal miras odaklı mekansal stratejik planlama
sürecinde bir gelişim ve yönetişim modeli önerisi: Çekirdek Kapadokya
Bölgesi örneği
Abstract
Kimliklerini belirleyen doğal ve sosyo-kültürel değerlerle bir bütün olan kentler, yaşayan bir organizma olarak kabul
edilmektedir. Kentlerin özgün kimliklerinin geleceğe taşınması, yerel, bölgesel ve ulusal tüm aktörlerin birlikte ortaya
koyacağı çalışmalar ile mümkün olabilmektedir. Benzer şekilde dünya miras alanı olan tarihi kentlerin korunarak
yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması da kültürel ve doğal değerlerin sürdürülebilirliği ile ilişkili olmaktadır. 1985
yılında United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization (UNESCO) Dünya Miras Listesi’ne dahil edilen
Kapadokya Bölgesi, eşsiz örneklere sahip somut ve somut olmayan kültürel miras hazinesine Türkiye’de asırlardır ev
sahipliği yapmakta ve bu bölgede özellikle somut olmayan değerlerin korunmasına yönelik politikaların yetersiz kaldığı
görülmektedir. Bu çalışmada, Nevşehir İli sınırlarındaki Core Kapadokya Bölgesi’nde yer alan yerleşimler için farklı
temalar kapsamında planlama çalışmaları yapılmıştır. Çalışmanın amacı bütünleşik kültürel ve doğal miras odaklı
bireysel, toplumsal ve kurumsal bir sürdürülebilir ilişkiler ağı oluşturulmasıdır. Bu amaca yönelik olarak planlama
çalışmalarına altlık oluşturan Core Kapadokya Bölgesi’nin temel sorunları ve potansiyelleri tespit edilmiştir. Sorunların
çözümüne yönelik olarak saha çalışması yapılmıştır. Saha çalışmasında gözlem ve anket yöntemleri uygulanmış, ayrıca
ilgili kurumlardan konuya ilişkin ikincil veriler de toplanmıştır. Uygulanan yöntemler ve elde edilen verilerden
yararlanılarak “Duyarlılık Sarmalı Modeli” önerilmiştir. Bu model ile bütünleşik kültürel miras odaklı alan yönetiminde
bireysel, toplumsal ve kurumsal bir sürdürülebilir ilişkiler ağı oluşturulması hedeflenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, kültürel ve doğal miras, mekansal stratejik planlama, Core Cappadocia Site,
yönetişim
1. Introduction
Kent kimliği, her kent için farklılık gösteren bileşenlerin oluşturduğu geniş bir kavram olup, bir mekanın diğerinden ayırt
edilmesini sağlayan sosyal, ekonomik, çevresel ve kültürel özelliklere vurgu yapmaktadır [1]. Bu doğrultuda, kültürel
mirası oluşturan doğal ve yapılı çevre ile somut olmayan sosyo-kültürel değerler, kent kimliğinin temel parçaları olarak
kabul edilmektedir. Bu kimliğin sosyo-kültürel bileşenini ise birey ve toplum tarafından oluşturulan, bireyin kendi
geçmişiyle ilgili bilinçli bilinçsiz tüm algıları, bilgileri, birikim ve deneyimleri, davranışları, gereksinim ve istekleri; ayrıca
bireyin yaşadığı toplumun adet, gelenek, inanç ve beklentileri meydana getirmektedir [2].
Kültürel ve doğal miras turizme konu edildiğinde, özgünlüğün korunması ve ayırt edici özelliklerin vurgulanması özel
önem taşımaktadır. Ziyaretçilerin algısına göre o bölgeyi benzersiz kılan değerlerin sosyo-kültürel ve fiziksel özgünlüğü
oluşturması bunun başlıca nedeni olarak kabul edilebilir. Turizmden elde edilen gelirlerin sürdürülebilirliği, bu değerlerin
sürdürülebilirliği ile mümkündür. Diğer yandan kültürel ve doğal mirasın sürdürülebilir olması, koruma ve kullanma
dengesinin sağlanmasına; koruma ve kullanma dengesinin sağlanması ise buna yönelik mekansal stratejilerin
oluşturulmasına bağlıdır.
Çalışma alanı olarak seçilen Core Kapadokya Bölgesi, Nevşehir İli sınırlarında yer alan ve bir bölümü UNESCO Dünya
Miras Listesi’ne dahil edilen evrensel bir değer olarak anılmaktadır. Araştırma kapsamında toplanan ikincil veriler ve
yerinde yapılan incelemelerle elde edilen verilerle yapılan analiz çalışması ile temel sorunlar tespit edilmiş ve mekansal
stratejik plan için altlık oluşturulmuştur. Buna göre bölgede yer alan kültürel ve doğal değerlerin sürdürülebilirliği;
hukuki boyutta dirençsizlikler, yapılı çevre için geliştirilen turizm stratejilerinin tektipleşmesi, yapılı çevrenin köhnemesi,
yerel halkın miras alanından uzaklaşması, kültürel miras yapılarının ziyaretçi nüfusa karşı dirençsizliği ve somut olmayan
kültürel miras varlıklarının devamlılığının sağlanmaması gibi sorunlar nedeniyle tehdit altındadır. Söz konusu sorunların
yetersiz planlama uygulamaları ve yönetişim eksikliğinden kaynaklandığı dikkat çekicidir. Bölgede yerel ayırt edici
değerlerin korunmasının yanı sıra küreselle rekabet edebilirlik de önem taşımaktadır. Bu sebeple bu çalışmada, tespit
edilen sorunların çözümüne ilişkin, yerele özgü değerlerin korunmasını sağlarken küresele de ayak uydurmayı
hedefleyen bir yöntem olan [3] “mekansal stratejik planlama” ile sürdürülebilir kalkınma modeli oluşturulmaya
çalışılmıştır.
Bu çalışma ile literatüre kazandırılan “Duyarlılık Sarmalı Modeli” temelde yerel halkın, özellikle de gençlerin ve
kadınların başrolde olduğu bir modeldir. Modelin temel hedefi sivil toplum örgütleri ile çok sektörlü paydaşların kültürel
ve doğal miras değerlerini ortaklaşa gerçekleştirecekleri bir örgütlenme biçimiyle geleceğe taşımalarıdır. Bu model,
planlamanın önemli ve ayrılmaz bir parçası olarak tasarlanmıştır. Baskın katılımcılık anlayışı ile özellikle şehir ve bölge
plancıları ve karar vericiler açısından mekansal stratejik planların uygulanmasında tamamlayıcı bir model olarak
öngörülmektedir. Çalışma Core Kapadokya Bölgesi özelinde kurgulanmakla birlikte, Türkiye’de farklı temalar
kapsamında yapılan çalışmalar için örnek teşkil edeceği öngörülmektedir.
2. Conceptual framework
2.1. Sustainable cultural and natural heritage
UNESCO Dünya Mirası kavramı; insanlık tarihi boyunca farklı kültür ya da medeniyetler tarafından ortaya konan ve
insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen kültürel ya da fiziksel öneme sahip yerlerin koruma altına alınması amacıyla
geliştirilmiştir. Bu ortak geçmiş “Birinin kaybı tüm insanlık hafızasının kaybıdır.” anlayışıyla koruma altına alınmak
istenmiştir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü olan UNESCO, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının
Korunmasına dair bir sözleşme hazırlamıştır [4]. Sözleşme- tarihinde kabul edilmiştir. Bu sözleşmeyi imzalayan
192 ülke arasında Türkiye de bulunmaktadır. Sözleşme ile birlikte taraf ülkelere kendi sınırları içindeki tüm kültürel ve
doğal miras varlıklarının sürdürülebilirliklerinin sağlanması yönünde sorumluluklar yüklenmiştir. Türkiye’de bugüne
dek 18 adet varlığın UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınması sağlanmıştır. Bu varlıklardan 16 adedi kültürel miras
olarak; Göreme Milli Parkı ve Kapadokya ile Pamukkale-Hierapolis ise hem kültürel hem doğal miras olarak listeye kabul
edilmiştir.
2.2. Spatial strategic planning
Mekansal stratejik plan, ülke kalkınma politikaları ve bölgesel gelişme stratejilerini mekansal düzeyde ilişkilendiren
plandır. 1/250.000, 1/500.000 veya daha üst ölçek haritalar üzerinde şematik ve grafik dili kullanılarak hazırlanan tematik
paftalardan oluşmaktadır. Bu plan ile ekonomik ve sosyal potansiyel, hedef ve stratejiler yardımıyla doğal, tarihi ve
kültürel değerlerin korunmasına ve geliştirilmesine dair mekansal stratejiler belirlenmektedir. Bu süreçte eylemler arası
bir önem sırası tanımlanmakta ve tespit edilen en önemli sorunlara yönelim sağlanmaktadır [3]. Albrechts (2006) has
examined 9 different spatial strategic plans and has identified 6 key features: They are selective, relational-annex-inclusive,
integrative, visioning, action oriented, and they have some initial reflections [5]. Örnek uygulamada önerilen planlama
sürecinin odağında da bu 6 özelliğe vurgu yapılmaktadır.
Türkiye’de mevzuata bakıldığında, mekânsal strateji planına ilişkin hususların- tarihli Resmi Gazete’de
yayımlanan Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nde detaylandırıldığı görülmektedir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun- tarihinde değişen 6. maddesiyle ise mekânsal planların “mekânsal strateji planlarına” uygun olarak “çevre
düzeni planları” ve “imar planları” kademelerinden oluştuğu belirtilmiş ve mekânsal strateji planlarının plan
kademelenmesindeki yeri belirlenmiştir. Mevcut durumda ülke ölçeğinde bir mekansal strateji planı ön hazırlığı
yapılmıştır. Ancak, onaylı herhangi bir mekansal strateji planı örneği bulunmamaktadır.
2.3. Governance
Yönetişim terimi ilk kez Dünya Bankası’nın 1989 yılında yayımladığı Sub-Saharan Africa: From Crisis to Sustainable
Growth’un başkan mesajında kullanılmış ve böylelikle resmen literatüre girmiştir [6]. Kavram raporda “özel sektör
girişimleri ve piyasa mekanizmaları önemlidir, ancak bunların iyi yönetişimle yürütülmesi gerekir.” ifadesiyle yer
almaktadır. Dünya Bankası’nın yanı sıra Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD),
International Monetary Fund (IMF) ve United Nations (UN) gibi uluslararası organizasyonların raporlarında da sıkça
kullanılan yönetişim kavramı, bir tarafın diğerlerini yönetmesinden ziyade karşılıklı etkileşimin ön planda olduğu bir
ilişkiler bütününü temsil etmektedir. “Birlikte yönetmek” anlamı taşıyan kavram; katılımcı, paylaşımcı, tutarlı, sorumlu,
şeffaf, hesap verilebilir ve adil bir yaklaşımla karşılıklı etkileşime dayalı yönetim faaliyetlerini vurgulamak amacıyla
kullanılmaktadır. Mekansal stratejik planlama sürecinde de paydaşlar arası ilişkilerin kurulmasına olanak tanıyan bir
yaklaşım benimsenmektedir. Kavram, ortaya konulan Duyarlılık Sarmalı Modeli’nin de dayanağını oluşturmaktadır.
3. Spatial strategic planning process in Core Cappadocia Site
3.1. Characteristics of Core Cappadocia Site
Çalışma alanı olarak seçilen Core Kapadokya Bölgesi, Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Nevşehir İli sınırlarında
yer almaktadır. Bölge; Nevşehir İli sınırlarında yer alan Göreme, Uçhisar, Ortahisar, Mustafapaşa, Ürgüp ve Avanos
yerleşmelerinden oluşmaktadır. Bu bölgede tepe kısımlarında bir kaya blokuna sahip, konik gövdeli ve şapkalı
peribacaları bulunmaktadır (Şekil 1). Gövdeleri tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısımları ise daha
sert kayaçlardan meydana gelen bu doğal oluşumların eşine dünyada nadir rastlanmaktadır. Eşsiz olmaları, evrensel bir
değer olarak görülmelerini kaçınılmaz kılmaktadır.
Figure 1. Core Kapadokya Bölgesi’nde doğal ve yapılı çevreden görünüm [7]
Kültürel ve doğal değerleriyle Türkiye’nin başlıca turizm merkezlerinden olan Kapadokya Bölgesi’ne İstanbul, Nevşehir
ve Kayseri’den havayolu ulaşımı bulunmaktadır. Çevre illerden ise karayolu ile ulaşım sağlanmaktadır. Nevşehir İli ve
ilçelerinin konumu Şekil 2’de görülmektedir.
İstanbul
Figure 2. Nevşehir İli’nin çevre-ulaşım ilişkileri [8]
Çalışma alanı; sahip olduğu doğal kaya oyma mekanları ve yerel somut olmayan kültürel değerleri nedeniyle Türkiye’nin
önemli turizm destinasyonları arasında gösterilmektedir. Alanda turizme yönelik faaliyetler temel geçim kaynağını
oluşturmaktadır. Ancak, etkisiz kalan üst ölçek turizm kararları nedeniyle yerel değerlerin giderek kaybolduğu
gözlenmektedir. Çalışmada bölgenin ayırt edici değerlerinin korunmasına katkı sağlayacak; süreklilik, bütüncüllük,
uzlaşma-katılımcılık ve vizyonelliği temel alan yeni bir yaklaşım ortaya konulması amaçlanmaktadır. Core Kapadokya
Bölgesi ve yakın çevresinde yer alan yerleşim merkezleri, arkeolojik ve doğal sit alanları, tarihi sit alanları, tampon bölgeler
ve turizme açılabilecek alanlar Şekil 3’te gösterilmiştir.
Tourism Area Boundary
Tourism-Oriented
Settlement Areas
Tourism Establishment
Facilities
Historical Protected Area
Natural Protected Area
Buffer Zone
Figure 3. Core Kapadokya Bölgesi koruma alanları ve turizm tesisleri [8]
3.2. Analysis studies in spatial strategic planning process in Core Cappadocia Site
Core Cappadocia olarak adlandırılan çalışma alanı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın belirlediği Kapadokya Kültür ve
Turizmi Gelişme Bölgesi alan sınırı esas alınarak belirlenmiştir. Göreme, Uçhisar, Ortahisar, Mustafapaşa, Ürgüp ve
Avanos yerleşmelerinden oluşmaktadır. Alanın büyüklüğü yaklaşık olarak 48.300 ha’dır. Bu sınırlar içerisinde 2013 yılı
verilerine göre %60’ı Avanos ve Ürgüp kent merkezinde olmak üzere toplam 51.284 kişi yaşamaktadır. Bu rakam Nevşehir
İli toplam nüfusunun yaklaşık %25’ini oluşturmaktadır.
Core Kapadokya Bölgesi’nde problem ağacı yöntemi aracılığıyla mekansal stratejik planlama süreci kapsamında analiz
çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda, mekansal stratejik planlama sürecine altlık oluşturması amacıyla,
yerleşmeler bazında kültürel ve doğal mirasın sürdürülebilirliği kapsamındaki temel sorunlar saptanmış ve Tablo 1’de
sunulmuştur.
Table 1. Nevşehir’de yerleşim bazında belirlenen temel sorunlar
TEMEL SORUNLAR
SORUNLARIN AÇILIMLARI
Hukuki Boyutta
Dirençsizlikler
İlgili kanunların ve denetim mekanizmasının yetersiz kaldığı görülmektedir. Mevcut planların yerel toplum
yöneliminin zayıf olduğu tespit edilmiştir.
2000’li yıllardan itibaren bölgede değişmeye başlayan turizm anlayışı ile birlikte bölgedeki konaklama
tesislerinin de yapısı değişmiştir. Eski kent merkezlerindeki tarihi yapıların restore edilmesi ile birlikte
“butik otel” kavramı bölgede yerleşik bir kavram halini almış ve önemli bir ivme kazanmıştır.
Yapılı Çevre İçin
Geliştirilen Turizm
Stratejilerinin
Tektipleşmesi
Konaklama Yeri
Alanları ve Yapılı
Çevrenin Köhnemesi
Yerel Halkın Miras
Alanından
Uzaklaşması
Kültürel Miras
Yapılarının Ziyaretçi
Nüfusa Karşı
Dirençsizliği
Somut Olmayan
Kültürel Miras
Varlıklarının Zamana
Karşı Dirençsizliği
Mevcut turist profilinin irdelenmesi bölgenin gelecekteki gelişimi açısından önemlidir. Bu kapsamda;
ziyaretçilerin gelir durumu, yaş grupları, tercih ettikleri aktiviteler, tercih ettikleri konaklama tesisi
tipolojileri ve kalış süreleri irdelenmiştir.
Bölgenin ziyaretçisine sunduğu doğal ve kültürel pek çok öğenin bulunmasına karşın yapılan tesislerin
oldukça lüks olduğu ve gerek altyapıyı gerekse üstyapıyı hayli zorladıkları görülmektedir. Bölgede butik
otellerin artması yönündeki eğilimler, mevcut yapıların daha hızlı dönüşmesi ve restorasyon süreçlerinin
daha hızlı ve benzer şekilde yapılması, ayırt edici özelliğin yitirilmesine neden olmaktadır.
Bölgenin 1980’lerden bu yana gelen turizm yapısının değişmeye başlaması ile eski kent merkezlerine olan
rağbet artmış ve eski konut stoku restore edilerek turizm konaklama tesislerine dönüştürülmeye
başlanmıştır. Ancak bölgenin bilinirliğinin artması ile birlikte sürecin çok hızlı şekilde ilerlemesi ve bu
dönüşümün hayli maliyetli olması, aynı yöntemin büyük yatırımcı tarafından uygulanmasının önünü
açmıştır.
Yıldan yıla artan turizm talebi, bir yandan yerleşmeyi ekonomik anlamda kalkındırırken, diğer yandan
doğal değerlerine, sosyal ve kültürel yapısına zarar vermektedir.
Yapılı çevredeki köhnemenin nedenlerinden biri doğal afetten kaynaklanmaktadır. Rüzgar erozyonu,
toprak erozyonu, kaya düşmesi ve mağaralardaki göçmelerden yapılarda köhnemeye neden olmaktadır.
Yapılı çevrede köhnemenin diğer bir nedeni ise halkın ekonomik yetersizliklerinden dolayı koruma
yöntemlerini uygulayamaması veya kişisel tercihler nedeniyle yanlış yöntemlerin uygulanmasıdır. Tarihi
yapıların kişisel ihtiyaçlara göre yenilenmesiyle yanlış malzeme kullanımı ve hatalı tamirler tarihi dokunun
sürdürülebilirliğini engellemektedir.
Çalışma alanında özellikle konutların otele dönüşümü ile yerel halkın bölgeye yabancılaştığı, dolayısıyla
somut olmayan kültürel mirasın sürdürülemediği tespit edilmiştir. Özellikle otel yatırımlarının bölge halkı
dışındakiler için yatırım aracı haline gelmesiyle yerel kalkınmanın sağlanamadığı, yaşam kalitesinin
düştüğü ve zaman içinde yerel halkın bölgeyi terk ettiği saptanmıştır.
Köhneyen alanların canlandırma veya dönüşüm projelerine konu olması ile yapılı çevrede fonksiyon ve
kullanıcı değişiklikleri yaşanmakta ve bunun sonucunda yerel halk kültürel mirasına yabancılaşmaktadır.
Kapadokya Bölgesi’ne gelen ziyaretçilerin aktiviteleri iyi denetlenmelidir. Örneğin; Göreme’de vadilere
ATV araçlarının girmesinin yasak olmasına rağmen bu kuralın turizm firmalarınca yıkıldığı bilinmektedir.
Bölgede etkin ve denetimli bir “ziyaretçi yönetimi”nin varlığı önem taşımaktadır.
Somut olmayan miras varlıkları gelenek-görenek, örf, adetler, yaşam biçimleri ve öğretilerden oluşmaktadır.
Çalışma alanında somut olmayan kültürel miras değerlerini oluşturan çömlekçilik, dokumacılık, Bektaşilik,
halk deyişleri, türküler ve gastronominin bölgede yeni nesil tarafından yeterince benimsenmediği
görülmektedir.
3.3. Potentials and synthesis study in spatial strategic planning process in Core Cappadocia Site
Yaklaşık 9.884 ha’lık kısmı UNESCO Dünya miras listesinde yer alan çalışma alanında kültürel ve doğal miras özellikleri,
alanın planlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Göreme, Uçhisar, Ortahisar, Mustafapaşa, Ürgüp ve Avanos
yerleşmelerinden oluşan Core Kapadokya Bölgesinin sahip olduğu potansiyeller, yerleşimler bazında Tablo 2’de
verilmiştir.
Table 2. Core Kapadokya Bölgesi’nde yer alan yerleşimlerin potansiyelleri
YERLEŞİMLER
Göreme
Uçhisar
Ortahisar
Mustafapaşa
Ürgüp
Avanos
POTANSİYELLER
ORTAK POTANSİYELLER
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
• Üstün evrensel değerdeki kültürel
peyzaja sahip olması
• UNESCO Dünya Miras Listesi’nde
olması
• Kültürel belleğin varlığı
Somut olmayan kültürel mirasın varlığı
Turizm güzergahlarının odak noktası olması
Yerel yatırımcının yoğun olması
Kültürel ve doğal mirasın varlığı
Anıtsal yapısı olması
Somut ve somut olmayan kültürel mirasın varlığı
Anıtsal yapısı olması
Somut ve somut olmayan kültürel mirasın varlığı
Turizm güzergahlarının odak noktası olması
Somut ve somut olmayan kültürel mirasın varlığı
Yerel yatırımcının yoğun olması
Somut olmayan kültürel mirasın varlığı
Anıtsal yapı varlığı
Kültürel ve doğal mirasın sürdürülebilirliği teması bağlamında problem ağacı yöntemiyle elde edilen sorunlar problem
çemberine alınmıştır. Tespit edilen potansiyel ve sorunlar yerleşmeler bazında sentez çalışması olarak Şekil 4’de belirtildiği
gibi mekâna yansıtılmıştır.
KP
TTY
Areas of urban transformation projects
Areas where there is a risk of erosion
Non-regional investor areas where local development is threatened
Areas where the scale of boutique hotels grows
Areas where cultural landscape texture is destroyed
Areas where rock carvings are converted into hotels
Areas experiencing housing problem
Areas experiencing physical decay
Culture and tourism development zone
National park
Settlements without conservation plan
Investment areas that come with law for the encouragement of tourism
Property acquisition with law of reciprocity
Total bed amount
Figure 4. Core Kapadokya Bölgesi’nde yer alan yerleşimler için mekansal stratejik planlama süreci kapsamında
kurgulanan planlama yaklaşımı [9]
3.4. Planning approach in spatial strategic planning process in Core Cappadocia Site
Yapılan bölgeleme çalışması ile alan 2 temel bölgeye ayrılarak, sorunlar her bir bölge özelinde detaylı olarak irdelenmiştir.
Bölgelemede temel alınan ölçütlerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:
•
•
•
•
•
•
•
Sosyal çevrenin mevcut dokuya yabancılaşması,
Turizm amaçlı yatırım kararları ile mevcut dokunun bozulması,
Fiziksel köhneme,
Yerel kalkınmanın yetersiz olması,
Erozyon vb. doğal afet riskleri,
Toplumsal taşıma kapasitesinin aşılması ve
Butik otellerin ölçek değişimi
Söz konusu ölçütler ve bölgelerle ilişkisi Şekil 5’te harita üzerinde gösterilmiştir.
Bölgeleme
✓
✓
✓
✓
✓
✓
✓
✓
✓
Tur güzergahlarının odaklandığı nokta olması
Somut olmayan kültürel mirasın varlığı
(dokumacılık)
Yeraltı şehirlerinin var olması
1. derece erozyon riski
Toplumsal taşıma kapasitesinin aşılması
Kentsel dönüşüm projelerinin var olması
Yabancı yatırımcının yoğun olması
Planlama yetkilerinin çakışması
Kırsal turizm potansiyelinin olması
Turizmin yerel kalkınmaya
katkısının yetersiz olması
Tur güzergahlarının odaklandığı nokta olması
Somut olmayan kültürel mirasın varlığı (dokumacılık)
Yerel yatırımcının yoğun olması
283 adet anıtsal yapı bulunması
Planlama yetkilerinin çakışması
1. derece erozyon riski
Toplumsal taşıma kapasitesinin aşılması
✓
✓
✓
✓
Yerel yatırımcının yoğun olması
Somut olmayan kültürel mirasın varlığı
44 adet anıtsal yapı bulunması
Butik otellerin ölçeğinin değişimi
Kentsel dönüşüm projelerinin var olması
Yeni konut alanlarının tarihi doku üzerindeki baskısı
Fiziki çevrenin köhnemesi
Toplumsal taşıma kapasitesinin aşılması
2. derece erozyon riski
R.1
R.2
Somut kültürel mirasın varlığı (kale)
58 adet anıtsal yapı bulunması
Yabancı yatırımcının yoğun olması
Tarihi kentsel dokunun bozulması
Toplumsal taşıma kapasitesinin aşılması
Butik otellerin ölçeğinin değişimi
✓
✓
✓
R.2
Somut kültürel mirasın varlığı (şarap üretimi)
Somut kültürel mirasın varlığı (kale)
42 adet anıtsal yapı bulunması
1. derece erozyon riski
Kentsel dönüşüm projelerinin var olması
Fiziki çevrenin köhnemesi
Yabancıya mülk satışının yoğun olması
Figure 5. Core Kapadokya Bölgesi bölgeleme çalışması [9]
✓
✓
✓
✓
✓
✓
Somut kültürel mirasın varlığı (şarap üretimi)
Yeraltı şehirlerinin var olması
1. derece erozyon riski
Fiziki çevrenin köhnemesi
Tarihi kentsel dokunun bozulması
Yerel halkın bölgeden soyutlanması
3.5. Determination of objectives, policies and actions within the scope of planning approach
Bu bölümde tespit edilen problemlerin çözümü, kültürel ve doğal miras korumasında yasal/yönetsel boyut, kültürel
peyzaj ve yapılı çevre ilişkisi, turizmin yerel toplum ve yerel değerler üzerindeki etkisi ve kültürel miras yapılarının
ziyaretçi nüfusa karşı dirençsizliği başlıkları altında ele alınmıştır. Planın vizyonu “kültürel ve doğal değerlerini
koruyarak turizm faaliyetlerini sürdüren, sorumlu ve katılımcı bir Kapadokya” olarak belirlenmiş olup, planlama
yaklaşımı bu vizyon çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
3.5.1. Legal/Administrative dimension in cultural and natural heritage conservation
Kültürel ve doğal miras öğelerinin korunmasında yasal altyapının sağlam olması, sürdürülebilirlik üzerinde büyük role
sahiptir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve Milli Parklar Kanununda koruma ve yönetime ilişkin esasların
belirlenmiş olmasına karşın, çalışma alanında uygulama ve denetim mekanizmalarının yetersiz kaldığı görülmektedir.
Devlet kurumlarının yetki alanlarının çakışması ve koordinasyon eksikliğinin bu durumun oluşmasında büyük paya sahip
olduğunu söylemek mümkündür. Ancak mevzuata yönelik öneriler bu çalışmanın kapsamı dışında olup, bu bölümde
esasen yetersiz planlama uygulamalarından kaynaklanan sorunların çözümü ile kültürel miras alanlarında alan
yönetiminin bir parçası olarak “ziyaretçi yönetimi” stratejilerine odaklanılacaktır.
Çalışma alanı için mevcut durumda hazırlanmış mekansal strateji planı bulunmamaktadır. Benzer ölçekte planlara
bakıldığında ise Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planı’nda Kapadokya Kültür Turizmi Gelişim Bölgesi’nin
tanımlandığı görülmektedir. Bölge için sürdürülebilir turizm anlayışı çerçevesinde mevcut turizm olanaklarının
değerlendirilmesi ve turizmin çeşitlendirilmesine yönelik önerilerde bulunulmuştur. Ancak, önerilerin kapsam
bakımından kısıtlı olduğu görülmektedir. Alt kademede ise 1/25.000 ölçekli Kapadokya Kültür Turizm Koruma ve
Geliştirme Bölgesi (KTKGB) Çevre Düzeni Planı ve Göreme Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı bulunmaktadır. Söz
konusu planların dayandırıldığı üst ölçek plan bulunmaması, ana kararlar ve detay kararların alt ölçekte belirlenmesiyle
sonuçlanmaktadır. Oysaki temel ilke ve stratejilerin üst ölçek planlarda tanımlanmış olması, alt ölçek planların ise bu
ilkelere uygun olarak kurgulanması bir zorunluluktur.
Yönetsel sorunlardan bir diğeri, Göreme Milli Parkı’nın alan yönetiminin bir parçası olarak ziyaretçi yönetimine gereken
önemin verilmemesidir. Kültür varlıklarının turizm amaçlı sunumunda turist sayısının zaman içinde artması bu alanlarda
önemli koruma sorunları yaratmakta ve bu alanların dirençliliğini azaltmaktadır. Bu sorunun çözümü için geliştirilen
eylem “ziyaretçi yönetimi”dir. Ziyaretçi yönetiminde amaç; bölgede sürdürülebilir turizmin gelişmesinin sağlanması,
alanın ziyaretçilere etkin olarak tanıtılması, potansiyellerinin ortaya çıkarılması ve ziyaretçilerin taleplerinin alanın
mevcut değerleri korunarak karşılanmasıdır. Bu bağlamda hem ziyaretçilerin alana zarar vermelerinin engellenmesi, hem
de ziyaretçilerin alanı en iyi şekilde algılayacakları düzen tespit edilerek alana bu doğrultuda yönlendirilmeleri
hedeflenmektedir. Alanda ziyaretçi yönetiminin; Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Uluslararası Kültürel
Turizm Tüzüğü’nde miras yönetimine ilişkin tanımlanmış ölçütler esas alınarak yapılması sağlanacaktır.
Ziyaretçi yönetimi planı kapsamında; mevcut yollarda iyileştirme çalışmalarının yapılması, yürüyüş güzergâhları
belirlenmesi, turistleri bilgilendirmeye yönelik tesislerin açılması ve bölgeye gelecek turistlere hitap edecek tanıtım
faaliyetlerinin düzenlenmesi önerilmektedir. Bu faaliyetlerin yapılması için öncelikle küçük ölçekte ve kısa vadede
Göreme Milli Parkı’nda, orta vadede Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesi’ndeki korunacak alanlarda ve uzun vadede ise
Core Kapadokya Bölgesi bütününde uygulamalar yapılmalıdır.
Ziyaretçi yönetimi kapsamında planlanan projeler;
•
Miras varlıklarında yıpranma ve aşınmaya karşı riskli alanlarda denetim faaliyetlerinin artırılması,
•
Vadilerin planlanması ve yürüyüş güzergahları belirlenmesi,
•
Turistleri bilgilendirmeye yönelik tesislerin açılması ve bölgeye gelecek turistlere hitap edecek tanıtım faaliyetlerinin
düzenlenmesidir.
Alanın kültürel peyzajının (peri bacaları, vadiler, kiliseler ve kaya oyma mekânları) sürdürülebilirliğinin sağlanması için
“kısıtlamaya yönelik” birtakım uygulamalar bulunmaktadır. Bunlardan ilki vadilerde motorlu taşıt kullanımının
yasaklanması ve bölgede bu kısıtlamaların uygulanabilirliğini sağlayacak denetiminin sağlanmasıdır. İkinci olarak ise
kiliselerdeki duvar resimlerinin ziyaretçilerin oluşturduğu nemden etkilenmelerini en aza indirmek için bu özel alanlarda
günlük ziyaretçi sayısında kısıtlamalar getirilmesi önem taşımaktadır.
Ziyaretçilerin alanı en iyi şekilde algılayabilmeleri için;
•
Alana gelen ziyaretçi sayısının ve profilinin ayrıntılı olarak bilinmesi, düzenli olarak takip edilmesi, yapılacak anket
çalışmalarıyla ziyaretçilerin ve kullanıcıların taleplerinin ve memnuniyetlerinin belirlenmesi,
•
Alan içinde ziyaretçilerin yönlendirilmesi için güzergahlar belirlenmesi, haritalandırılması, yönlendirici ve
bilgilendirici tabelaların konulması,
•
Alana gelecek ziyaretçileri bilgilendirecek danışma bürolarının ve ilgili hizmet tesislerinin açılması,
•
Alanda düzenlenecek turlar için ve milli parkı ziyaret etmek isteyenlerin ulaşımının sağlanması amacıyla durak
noktaları (yolcu taşıma noktası) oluşturulması, yoğun ziyaretçi olan güzergahların girişinde, kontrolün yanı sıra
tanıtım hizmetlerinin de verilmesi,
•
Bölgenin özgün jeomorfolojik ve kültürel dokusu dikkate alınarak hazırlanacak açık alan düzenlemesi ve peyzaj projesi
kapsamında ziyaretçileri bilgilendirmeye yönelik düzenlemeler yapılması son derece önemlidir.
Uygulamaların gerçekleştirilmesi için gerekli yetkili kurum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, ilişkili olunması gereken
kurumlar ise Tarım ve Orman Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Nevşehir Belediyesi, Anıtlar ve Müzeler Genel
Müdürlüğü, Turizm Acenteleri, ilgili sivil toplum kuruluşları ve Nevşehir’de yer alan üniversiteler olarak belirlenmiştir.
3.5.2. The relationship between cultural landscape and built environment
Çalışma alanında yapılı çevreye ilişkin tespit edilen temel problemlerden biri; yapılı çevrenin işlevsel tektipleşmesi ve
bozulmasıdır. Bölgedeki çok sayıda konutun turizm tesisine dönüşmesi sebebiyle oluşan işlevsel tektipleşmenin
engellenmesi ve koruma-restorasyon uygulamalarının etkin bir şekilde yapılması bağlamında uygulanması önerilen
projeler aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
•
Koruma ile konutları korumak ve konut turizm fonksiyonları arasında denge sağlamak için programlar ve projeler
geliştirmek,
•
Yaşam kalitesini yükseltmek üzere koruma ve geliştirme projelerini hazırlamak, uygulamak ve izlemek,
•
Yapıların kullanımı teşvik edilerek yerel harici kişi ve kurumlara turizm amaçlı kullanıma yönelik satışı önlemek
Diğer yandan konut ve turizm fonksiyonları arasında denge kurulması ve fonksiyon değişikliği yapmak isteyen mülk
sahiplerine konut-otel olarak karma kullanım imkanı tanınması önem taşımaktadır. Yerel halkın turizm faaliyetleri
konusunda bilinçlendirilmesini sağlamak üzere eğitim programları düzenlenmesi de bu alanların terk edilmesinin önüne
geçecektir. Halkın bilinçlendirilmesi ve eğitimi için oluşturulacak programları üretme ve uygulamadaki sorumlu
kurumların İl Kültür Turizm Müdürlüğü ile Nevşehir Valiliği olması beklenmektedir. Merkez, Göreme, Uçhisar, Ortahisar,
Mustafapaşa, Ürgüp ve Avanos Belediyeleri, Ahiler Kalkınma Ajansı, kurulması planlanan Ahi Evran Derneği (AHDER)
ve ilgili sivil toplum kuruluşları, bankalar ve borsalar bilgilendirme, değerlendirme ve eşgüdüm sağlamada sorumlu
kurumlardır.
Projenin yapılması ve uygulanması süresinde etaplama yapıldığında süreç; kısa vadede koruma ve restorasyona yönelik
öncelikli eylem alanlarının belirlenmesi, orta vadede ise belirlenen eylem alanlarında programlar, projeler ve finans
kaynakları oluşturulması olarak belirlenmiştir. Bu süreçte kısa vadede; Göreme, Uçhisar, Ortahisar, Mustafapaşa, Ürgüp
ve Avanos'ta uygulamalar yapılacaktır. Projenin beklenen etkileri, kent merkezlerinin hem sosyal hem de fiziksel olarak
yeniden sürekli kullanılan alanlar haline gelmesidir.
Yapılı çevrede köhnemenin bir diğer nedeni doğal afetlerdir. Afete maruz kalmış olan alanda ilk olarak jeolojik riski
tanımlamaya yönelik risk tanımlanması yapılacaktır. Afetlerden kaynaklanan kültürel peyzaj ve yapılı çevre bozulmaların
yönelik hazırlanan eylem planında hedeflenen öncelikle etkin risk yönetiminin yapılmasıdır. Afet nedenli köhnemeye
maruz kalmış alanlarda insan kaynaklı ve doğal kaynaklı olmak üzere iki tip sorun tanımlanmıştır. İnsan kaynaklı
sorunların toplum güçlendirme yöntemiyle çözülmesi planlanmaktadır. Doğal kaynaklı nedenlerle gerçekleşen kaya
düşmeleri, erozyon (toprak, su, rüzgâr) riskinin yüksek olması ve iklimsel faktörlerin de (nem, sıcaklık, yağış) etkisiyle
kültürel peyzaj alanının korunması açısından tehlike oluşturmaktadır. Risk yönetimiyle alanda kaya düşmesinden
kaynaklı oluşacak etkinin en aza indirilmesi amaçlanmaktadır.
Bu bağlamda yapılması planlanan eylemler ise;
•
Çalışma alanındaki riskli (erozyon, iklimsel faktörler, kaya düşmesi) alanlar için 1/10.000 ölçekli bölgeleme haritası
oluşturulması,
•
1/2.000 ve 1/1.000 ölçekli detaylı jeolojik haritaların hazırlanması,
•
Afet alanlarının elle ve otomatik sistemle yerinden sistematik takip edilmesi (karar destek sistemleri-coğrafi bilgi
sistemi aracılığıyla).
Söz konusu eylemlerin hayata geçirilmesiyle hem kaya düşmesi alanları belirlenmiş olacak hem de kaya düşmesinin
dereceleri tanımlanmış olacaktır. Karar destek sistemleri (GIPEA) ve coğrafi bilgi sistemi (GIS) kullanılarak kaya
düşmesinin 3 boyutlu (3D) olarak modellenmesi ve izlenmesi sağlanacak ve erken uyarı ve tahmin imkânı sunulacaktır.
Böylece alanda kaya düşmesi tehlikesine karşı entegre bir sistem kurulacak ve alanda oluşacak zarar minimum dereceye
indirilecektir. Buna ilave olarak, risk altındaki kültürel miras alanlarının belirlenmesi ve risk durumuna göre yerleşim
alanlarında gerekli koruma uygulamalarının devreye konulması sağlanacaktır. Alanda amaçlanan risk yönetimi, ilk olarak
afet bölgesi olan Ortahisar’da uygulanacaktır.
Söz konusu projelerin gerçekleştirilmesinde sorumlu kurumlar; Alan Yönetimi Başkanlığı, İl Özel İdaresi, Nevşehir
Belediyesi, Ortahisar Belediyesi, Valilik İl Afet Acil Durum Müdürlüğü, Afet Koordinasyon Merkezi ve Sivil Toplum
Kuruluşlarıdır.
3.5.3. Impact of tourism on local community and local values
Küresel, çevresel ve kalkınmacı sistemin bütünlüğünü koruyan Rio Deklarasyonu’nun sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin
ilkeleri arasında; “Indigenous people and their communities, and other local communities, have a vital role in
environmental management and development because of their knowledge and traditional practices. States should
recognize and duly support their identity, culture and interests and enable their effective participation in the achievement
of sustainable development.” yer almaktadır [10]. Turizmle birlikte gerçekleşen gelişmenin en büyük etkisi, yerel toplum
üzerinde gerçekleşmektedir. Bunun en temel iki nedeni; ziyaretçilerle kurdukları iletişim-etkileşim ile kendi
kültürlerinden uzaklaşmaları ve yaşadıkları mekanı turizme terk ederek somut olmayan kültürel değerleri gelecek
nesillere aktaramamalarıdır. Bu nedenle, sürdürülebilirlik çalışmalarına yerel toplumun dahil edilmesi ve hatta yerel
toplumu merkezine alan politikaların benimsenmesi bir zorunluluk olarak görülmektedir.
Bölgede turizmin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, bunun yanı sıra turizmden ekonomik anlamda sürdürülebilir bir
fayda sağlanması adına öneriler geliştirilmiştir. Öncelikle yerel kapasite ve işgücü ve becerilerin geliştirilmesine ilişkin
olarak; yaygın turizm ve kültürel eğitim faaliyetleri ile yerel halkın potansiyellerinin farkındalığının sağlanması
hedeflenmektedir. Bu bağlamda kişisel gelişim seminerleri, kooperatifçilik seminerleri, kadın girişimcilerin
desteklenmesine yönelik sertifika-hibe/kredi programları hazırlanması ve uygulanması önem taşımaktadır. Kültürel
değerlerin ekonomik değere dönüştürülebilmesi adına ev pansiyonculuğu, bilinçlendirme ve işbaşı sertifika
programlarının uygulanması, mevcut durumda uygulayan kesim için de kalite artırımının sağlanması önerilmektedir.
Ayrıca, yerel gıda üretimi için mutfak ve hijyen eğitimi ile yerel tur rehberi yetiştirme programları düzenlenmesi de yerel
toplumun turizmden ekonomik gelir sağlamasına katkı sağlayacaktır. Bu kapsamda belirlenen eylemler aşağıda
sıralanmaktadır:
•
Eğitimli genç nüfusun istihdamını sağlayarak bölgede kalması ve modelin sürdürülebilirliğinin sağlanması
•
Kırsal nüfusun “kendi insanı” aracılığıyla organizasyona entegre edilmesi-güven ilişkisi
•
Aktif koruma ile bölgenin kimliğinin yeniden tanımlanması/tanıtılması/pazarlanması
•
Sektörel süreklilik sağlanarak turizm kültürünün yaygınlaştırılması
•
Kültürel mirasın sürdürülebilirliği ve yerel kalkınmanın sağlanması
•
Köhnemenin önüne geçmek ve köhneyen yapılı çevrenin sahip olduğu değerlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması
Bölgedeki doğal değerler ve tarımsal üretim, kırsal turizm faaliyetlerine olanak tanımaktadır. Bu kapsamda kurulması
planlanan Kapadokya Kırsal Kalkınma Kooperatifi (3K-KOOP) ile işbirliği yapılarak kırsal turizme uygun alanların
tespitine yönelik bir veri tabanı oluşturulması planlanmaktadır. Bu alanlarda veri tabanı doğrultusunda hibe ve
kredilendirme şartlarını yerine getiren yerel yatırımcıya destek sağlanması hedeflenmektedir. Bu süreçte ulusal ve
uluslararası fuar-toplantı ve sempozyumlara katılım sağlanarak bölgenin yeniden tanıtılması büyük önem taşımaktadır.
Bu eylemlerin gerçekleşebilmesi amacıyla Uçhisar, Mustafapaşa, Ürgüp, Avanos, Ortahisar yerleşmelerinde turizm
kooperatifleri kurularak kendi aralarında ve pazarlama- tanıtım merkezi olarak belirlenen Nevşehir merkez ile
koordinasyon sağlanabilir. Bu koordinasyon ise Ahiler Kalkınma Ajansının önderliğinde gerçekleştirilecek olan “turizm
kooperatifleri birliği” ile kurulabilir. Böylece yerelde bilgi akışının maksimum düzeye çıkmasına katkı sağlanabilir.
Sosyal kapasite gelişiminin, yerel kalkınma ile birlikte ilerleyebilmesi için ise gerek kırsal turizm potansiyeli gerekse
altyapı uygunluğu nedeni ile Ürgüp yerleşmesi, Eğitim-Denetim-Koordinasyon Merkezleri’nin 1. kademesi olarak
belirlenmiştir. Böylece, Ürgüp alt bölgesindeki kırsal turizm faaliyetlerinin düzenlenmesinin yerel bir örgütlenme ile
sağlanması planlanmaktadır. Mustafapaşa yerleşmesi kırsal alt merkez, İbrahimpaşa köyü kırsal koordinasyon merkezi
olarak belirlenmiştir. Diğer alt bölgelerden Avanos ve Hacıbektaş ise, Eğitim-Denetim-Koordinasyon Merkezleri’nin 2.
kademesi olarak düşünülmüştür. Projelerin gerçekleştirilmesinde sorumlu kurumlar İl Kültür Turizm Müdürlüğü,
Nevşehir Valiliği, Nevşehir Kaymakamlığı, Ahiler Kalkınma Ajansı; iş birliği yapılacak kurum ve kuruluşlar ise Nevşehir
İli Kooperatifleri, STK’lar, Belediyeler ve Nevşehir Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’dır.
Alanda kültürel miras ile kırsal turizmin entegrasyonu; yerel halkın bölgeyi terk etmemesi ve turizmin faydalarının yerel
ölçeğe indirilmesi bakımından önem taşımaktadır. Bu kapsamda öncelikle kırsal alanlarda ulaşım, elektrik ve su
altyapılarının iyileştirilmesi, yerel halkın yaşam kalitesinin artmasına ve daha nitelikli bir turizm hizmeti sunulmasına
katkı sağlayacaktır. Yerel nüfusun turizme entegre olabilmesi için uygulanması önerilen projelerden bir diğeri; kırsal
yerleşmelerde ev pansiyonculuğu modelinin yaygınlaştırılması ve halihazırda uygulanan hanelerde ise niteliğin
artırılmasına yönelik eğitimlerin yapılmasıdır. Proje ile öncelikle somut ve somut olmayan kültürel miras alanları tespit
edilecek ve bu alanlarda teknik altyapı olanakları geliştirilecektir. Ayrıca, kırsal alanlardaki anıtsal ve sivil mimari
örneklerinin restore edilmesi ve bakımının yapılması ile bu alanların sürdürülebilirliği sağlanacaktır.
Proje kapsamında önerilen kırsal turizm aksı ile kültürel miras yapılarına sahip kırsal alanların birbiriyle ilişkisi
sağlanacaktır. Bu bağlamda teknik ve sosyal altyapı açısından potansiyele sahip, birbirlerine yaklaşık 20 km mesafede
bulunan “kırsal hizmet odakları” belirlenmiştir. Kırsal hizmet odaklarının içeriği; konaklama birimi olarak ev
pansiyonları, sağlık hizmetleri, el sanatları atölyeleri ve ticari birimler olarak kurgulanmıştır. Bu güzergahta trekking, atlı
safari ve bisiklet sporu yapılması öngörülmektedir. Tüm bu aktivitelerin yerel ölçekte Ürgüp Merkez’de koordine olması
hedeflenmektedir. Kırsal turizm önerisine konu olan diğer yerleşmeler ise; Nevşehir İli’nin Merkez, Gülşehir ve Avanos
İlçelerine bağlıdır. Projeler bağlamında işbirliği yapılacak kurumlar, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Avrupa Birliği (EU), Birleşmiş Milletler (UN), İl Özel İdareleri, yerel yönetimler,
sivil toplum kuruluşları ve EuroGites - European Federation of Rural Tourism kuruluşu olacaktır (Tablo 3).
Table 3. Kültürel ve doğal mirasın yerel kalkınma ile ilişkisi
SORUN
YEREL HALKIN BÖLGEDEN YABANCILAŞMASI
AMAÇ
➢ KÜLTÜREL VE DOĞAL MIRASIN
SÜRDÜRÜLEBILIRLIĞI
➢ YEREL KALKINMANIN SAĞLANMASI
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Mevcut Potansiyellerin
Değerlendirilmesi
Somut-Soyut Kültürel Miras
Doğal Oluşumlar-Peri
Bacaları
Sit Alanları
İnanç Merkezi-Kilise
Çömlekçilik
Onyx Taş İşlemeciliği
Tarımsal Üretim-Üzüm
Yöresel Yemekler
Festivaller
➢ Hacı Bektaş Veli’yi Anma
➢ Ürgüp Bağ Bozumu
➢ Avanos El Sanatları
KÜLTÜREL MİRAS - KIRSAL TURİZM ENTEGRASYONU
Proje Faaliyetleri
• Altyapı Hizmetlerinin İyileştirilmesi
➢ Ulaşım-Elektrik-Su
• Eğitim Çalışmaları
➢ Geleneksel Üretim Biçimlerine
Yönelik
➢ Turizm Hizmetlerine Yönelik
➢ Koruma Bilinci Oluşturmaya Yönelik
• Festivaller
• Turiste Yönelik Atölye Çalışmaları
• Ağ Sistemi-Turizm Aksları-Trekking
• Bisikletli-Atlı Güzergahları
• Bakım-Onarım-Restorasyon
Çalışmaları
• Turist Karşılama Noktaları-RehberlerTanıtım Faaliyetleri
• Ev Pansiyonculuğu
Proje Paydaşları ve Fonlar
• Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
(UNDP)
➢ Global Environment Facility's (GEF)
Small Grants Programme (SGP)
• EU- The Instrument for Pre-Accession
Assistance in Rural Development (IPARD)
• EuroGites
• Kültür ve Turizm Bakanlığı
• Tarım ve Orman Bakanlığı
• Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
• İl Özel İdaresi
• Ulusal Düzeyde Kırsal Turizm Programı
• Yerel Yönetimler
• Kooperatifler
• Sivil Toplum Kuruluşları
Sentez çalışması sonucunda ‘‘yerel halkın miras alanından uzaklaşması’’ sorununun aşağıdaki nedenlerden
kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır:
•
Ekonomik yetersizlikler,
•
Alanın UNESCO Dünya Miras Listesine girmesi ile ekonomik değer kazanması,
•
Köhneyen miras alanlarında yapılan proje ve planlar,
•
Mustafapaşa ve Uçhisar yerleşmelerinde plan kararlarının, kültürel peyzajı ve alanın kimliğini bozan turizm amaçlı
kullanımlara imkan sağlıyor olması.
Alanda yaşayanların ihtiyaçlarının ve beklentilerinin ulusal ve uluslararası ölçütler doğrultusunda karşılanması ve hizmet
sunumunun etkinliğinin artırılması için mevcut kentsel hizmetlerin ve donatımların yeterliliğinin araştırılması
gerekmektedir. Ayrıca, kentsel çevre kalitesinin arttırılması adına koruma ile sosyo-ekonomik ve yaşamsal ihtiyaçlar
dengesi üzerine araştırmalar yapılması ve mümkün olan eksik donatıların tamamlanması da gerekmektedir.
Kültür varlıklarının fiziki, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla birlikte korunabilmesi için; köhneyen alanların sağlıklaştırma
projelerine konu edilmesi gerekmektedir. Özgün restorasyon ve koruma uygulamalarını gerçekleştirebilmek için
restorasyon uzmanı yetiştirme programları oluşturulması önem taşımaktadır. Alandaki restorasyon uygulamalarında
görev almak üzere usta ve kalfa yetiştirilmesine yönelik programlar geliştirilmesi, kültürel değerlerin yerel anlayışla
korunmasını sağlayacaktır.
Söz konusu projelerden sorumlu kurum ve kuruluşlar; Alan Yönetimi Başkanlığı, Nevşehir Valiliği, Ortahisar Belediyesi,
Avanos Belediyesi, Ürgüp Belediyesi, Uçhisar Belediyesi ve üniversitelerin yanında Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulu, mahalle muhtarlıkları, meslek odaları ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıdır.
3.5.4. The resilience of cultural heritage structures to the visitors
Bölgede turizm tesis sayılarında hızla artış yaşanması, zamanla el değiştirerek otele dönüşen konut işlevli yapıların ve bu
dönüşüm sürecinde butik otel yapımına olan eğilimin artması, bölgenin mevcut değerlerinin korunmasını ve
algılanmasını engellemektedir. Bu değişimlerin önlenmesi ve bu şekilde karşılaşılan sorunlara çözmeye yönelik projeler
aşağıda yer almaktadır:
•
Gerek yerel gerekse üst ölçek plan kararları/plan notları ile konaklama tesislerinin azami miktarda yerel dokuya uygun
olmasının zorunlu hale getirilmesi
•
Konaklama tesislerine toplam inşaat alanı sınırı getirilerek, turizm tesislerinin yerel mimari ölçeğin dışına çıkmalarının
engellenmesi
Özellikle Avanos ve Uçhisar’da otel kütlelerinin giderek büyümesi ile alanın algılanabilirliğinin yok olmaya başladığı ve
büyük kütleli otellerin bölgenin dokusuna malzeme olarak uysa da doku ve yapı açısından uymadığı görülmektedir.
Bölgenin özgün yapısını yansıtmayan otellerin önüne geçilebilmesi için azami büyüklüklerinin plan notları ve kararları
ile belirlenerek, belirli bir ölçeğin dışına çıkacak uygulamaların engellenmesi ve alanda bütünlük sağlanması
öngörülmüştür.
Projeler kapsamında yapılacak kısıtlamalara yönelik öneri “turizm amaçlı koruma tesisi” projeleri belirlenmiştir. Bu
kısıtlamalar belirlenirken öncelikle mevcut tipolojiler tespit edilerek, bölgenin dokusuna uygun tipolojiler saptanmıştır.
Mevcut pansiyon büyüklüğü 10-15 oda ve 20-30 yatak kapasitesine sahipken, kırsal alanlarda ev pansiyonculuğuna
yönelik tesislerin desteklenmesi amacıyla öneri pansiyon tipolojisi 2-3 oda ve 4-6 yatak kapasitesine sahip, TAKS:0.50,
KAKS:1.00 ve çalışan sayısı 3 kişi olarak belirlenmiştir. Mevcut butik otel tipolojisi bölgede 15-80 oda ve 30-160 yatak
kapasitesi arasında değişirken, bu değerler butik otelin küçük ölçekli yapısının dışına çıktığı için öneri butik otel tipolojisi
maksimum 15 oda ve 30 yataklı, ortalama parsel büyüklüğü 500 m2, KAKS:0,80 ve çalışan sayısı 6 kişi olarak belirlenmiştir.
Bölgede bulunan kitle turizmine hitap eden oteller bölgenin fiziksel dokusuyla uyumsuz olukları için mevcutta 50 oda ve
100 yatak üzeri olan kitle turizmi amaçlı konaklama tesisleri için öneri tipoloji olarak tatil köyü yapısında, ortalama parsel
büyüklüğü 1.000 m2 olarak belirlenmiştir. Projelerin yapılması ve uygulanması süresinde kısa vadede; Avanos, Uçhisar,
Ürgüp, Göreme, Ortahisar ve Mustafapaşa’da uygulamalar yapılacaktır.
4. Spiral sensitivity development and governance model within the spatial strategic planning process in
Core Cappadocia
Sürdürülebilir kültürel ve doğal miras (SKDM) odaklı “Duyarlılık Sarmalı Gelişim ve Yönetişim Modeli”, UNESCO Dünya
Miras Alanları ile Türkiye- Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı bağlamındaki hassasiyetler
dikkate alınarak oluşturulmuştur (Tablo 4, Şekil 6). Model, kültürel mirasın zamana karşı dayanımının sağlanması adına
bütüncül yönetim, strateji ve politikaların oluşturulması bakımından büyük önem taşımaktadır. 1/25.000 ölçekli çevre
düzeni planı ve 1/1.000 ölçekli koruma amaçlı planlar ile 2023 Türkiye Turizm Stratejisi raporunda somut ve somut
olmayan kültürel miras ile ilgili bir dil birliğinin bulunmadığı saptanmıştır. Bu planların hem bütüncül bir planlama
stratejisinin hem de gerekli yönetişim modelinin olmadığı gözlenmiştir. Ayrıca, çevre düzeni planının dayandırıldığı üst
ölçek mekansal plan bulunmaması da ana ilkelerin alt ölçekte belirlenmesine neden olmaktadır. Tespit edilen
eksikliklerden yola çıkılarak sürdürülebilir “Duyarlılık Sarmalı Gelişim ve Yönetişim Modeli” önerisinde bulunulmuştur.
Teorik düzeyde geliştirilen modelin proje paketleriyle de uygulanabilir olmasına önem verilmiştir.
Kültürel ve doğal miras alanlarının sürdürülebilir yönetiminde, bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeyde risk algısını
güçlendiren ve katılım kapasitesini arttıran; sürdürülebilir ilişkiler ağı ve iletişim odaklı gelişim modelidir. Paydaşlar,
destek grupları, hedef kitle ve etkilenen tarafların ilişkiler ağı, merkeziyetçi bir yaklaşım yerine, bireysel, toplumsal ve
kurumsal duyarlılıkların farklı düzeylerde ele alındığı bir yaklaşıma sahiptir. Duyarlılık Sarmalındaki katılımcılık modeli,
kamu yönetiminin genel yapısı ve dönüşüm eğilimlerini dikkate almaktadır. Modelde katılım, temsili sistemin
eksikliklerini tamamlayan, iyileştiren bir kavram olarak ele alınmaktadır. Özetle mevcut mekanizmaları iyileştiren, yeni
ihtiyaçlara göre yeni mekanizmalar tanımlamaya çalışan bir yaklaşım benimsendiği söylenebilir.
Katılımın boyutu açısından bakıldığında, noktasallıktan kaçınan bir yaklaşım benimsendiğini söylemek olasıdır. Buna
karşın mevcut uygulamalarda yerel yönetimlerin iş ve işlemleri yürütmesinde katılımın sadece noktasal olarak var olduğu
görülmektedir [11]. Örneğin; sit alanlarının koruma amaçlı imar planları yapılırken mevzuata göre en az iki katılımcı
toplantı yapılması gerekmekte; ancak bu toplantıların prosedür gereği yerine getirildiği görülmektedir. Oysaki katılım ve
karşılıklı yönetimin; sürecin bir parçası değil odağı olarak görülmesi gerekmektedir.
Kaynakların etkin kullanımını ve kurumsal karar alma süreçlerinin daha hızlı çalışmasını sağlamak adına çalışma alanı
sınırları içerisinde yer alan yerel yönetimlerin, Hacıbektaş Üniversitesi ve Kapadokya Üniversitesi gibi yükseköğretim
kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin, Ahiler Kalkınma Ajansı’nın, meslek kuruluşlarının ve diğer örgütlü kuruluşların
işbirliği büyük önem taşımaktadır. Bahsi geçen kurum ve kuruluşlar ile yerel halkın var olan potansiyellerinin
değerlendirilmesi ve kalkınma sürecinde etkin ve aktif bir rol oynaması kilit öneme sahiptir.
Yukarıda belirtilen ana yaklaşımlar doğrultusunda model, kültürel ve doğal mirasını gelecek kuşaklara en az zararla
aktarması hedeflenen Core Kapadokya Bölgesinde örneklenmiştir. Çalışma alanını oluşturan Göreme, Uçhisar, Ortahisar,
Mustafapaşa, Ürgüp ve Avanos yerleşmelerinin bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeylerde farklı katmanları içine
aldığını söylemek mümkün olup, bu durumun mevcut sorunların çözümüne katkı sağlayacağı öngörülmektedir.
Öte yandan yerel halkın somut ve somut olmayan kültürel mirasın yaşatılmasına yönelik var olan bilgi, birikim ve
tecrübesini yerelde sürdürülebilir bir ekonomik faydaya dönüştüremediği çalışma alanında gözlemlenmiştir. Yerel halka
ürettiklerini hem yerelde hem de ulusal ve uluslararası piyasalarda pazarlama fırsatı sunacak bir yapılanma,
kültürümüzde halihazırda var olan imece kültüründen de yansıma sunacaktır.
Tablo 4. SKDM ilkeler, genel stratejiler ve genel sorun alanları
TEMEL SORUN ALANLARI
Süreklilik
Bütüncüllük
Uzlaşma ve
Katılımcılık
Vizyonellik
SKDM Bireysel, Toplumsal ve Kurumsal
Duyarlılığın Arttırılması
SKDM Yönetiminde, Kapasitenin
Arttırılması Yönünde Katılımcı Süreçlere
Katkı Sağlanması
Saydamlık ve Hesap Verebilirlik
Kentsel Proje Üretimi ve Uygulaması
Yerel Meclisler
Ulusal Düzeyde Katılımın Düzenlenmesi
Bölgesel Düzeyde Katılım
Stratejik Yönetim
Mekansal Stratejik Planlama
Denetim
GENEL STRATEJİLER
İLKELER
Süreklilik
Süreklilik
Deneyimlerden
ders çıkarma,
yerel
kalkınmayı
sağlama
Eğitime önem
verme,
kapasite ve
duyarlılık
geliştirme
Katılımı
teşvik ve
iletişim
odaklı uzlaşı
yönetimi
Şeffaflık ve
sorumluluk ile
etkin ve
sürdürülebilir
projeler
Figure 6. “SKDM” odaklı BTK duyarlılık sarmalı: Sürdürülebilir ilişkiler ağı yerel gelişme modeli
Bütüncüllük
Katılımcılık
Vizyonellik
Katılımcılık
Katılımcılık
Vizyonellik
Bütüncüllük
Süreklilik
Bilgiyi
kaldıraçlamak,
bilgi ağı ve
iletişime önem
vermek
5. Conclusion
Koruma yaklaşımı, yönetimlerin gelecek nesillere “doğal olarak” çeşitli ve “üretken” bir dünyayı miras bırakma isteğinin
sonucu olarak ortaya çıkmıştır [12]. İklim değişikliği, tüketim eğilimleri, kentleşme ve ekonomik gelir yaratma arzusunun
kültürel ve doğal değerler üzerinde baskı yaratması, bu sonucun başlıca sebebi olarak görülmektedir [12]. Kültürel, doğal
ve ekonomik değerlerin sentezinden oluşan Core Kapadokya Bölgesi, gerek Nevşehir İli gerekse tüm ülke üzerinde sosyoekonomik yansımalara sahiptir. Bununla birlikte bölgenin özgün doğal yapısı ile somut ve somut olmayan kültürel
değerleri, yetersiz turizm politikaları nedeniyle tehdit altındadır.
Bu çalışmada; analiz, sentez ve bölgeleme yaklaşımıyla sonuçlandırılan bir saha çalışması yapılarak bölgenin tüm
hassasiyetleri tespit edilmiş ve planlama yaklaşımı ile müdahale edilmeye çalışılmıştır. Planlama yaklaşımı ve eylemler;
çalışma alanının Dünya Miras Alanı olması nedeniyle UNESCO’nun dünya miras alanlarında hazırlanmasını ön koşul
koyduğu yönetim planları esas alınarak hazırlanmıştır. Bölgede yetersiz olduğu tespit edilen “toplumda örgütlü olma
olgusunun” gelişebilmesi için modelde, katılım ve yönetişim ön planda tutulmuş; aynı zamanda toplumun kendi kendini
denetleme mekanizmasının devreye girmesi de amaçlanmıştır.
Çalışma kapsamında önerilen “Duyarlılık Sarmalı Modeli” de günümüzde tüketilen kültürel ve doğal turizm değerlerinin
gelecekteki kullanımının “yönetişimle sağlandığı” bir yaklaşıma vurgu yapmaktadır. Böylelikle turizm sektöründeki karar
verme süreçlerinde merkezi-yerel-sivil aktörlerin beraber çalışmasına yönelik mekanizmaların işler kılınmasını sağlamak
mümkün olacaktır. Belirlenen eylemler ve projelerin hayata geçirilebilmesi için sorumlu kurum ve kuruluşların hangi
bütçeyi kullanacakları da belirlenmiş olup, fon sağlayabilecek kurumların belirlenmiş olması mekansal stratejik planı
uygulanabilir kılmaktadır.
Çalışmada, örgütlenme biçiminin fiziki mekanla ilişkisini kurmada başarılı olan “mekansal stratejik plan” yaklaşımı ele
alınmıştır. Mevcut durumda ülke ölçeğinde bir mekansal strateji planı ön hazırlığı yapılmakla beraber, onaylı herhangi
bir mekansal strateji planı örneği bulunmamaktadır. Bu nedenle çalışmanın planlama otoritelerinin yapacakları gelecek
çalışmalara katkı sağlayacağı da öngörülmekte, ayrıca çalışmanın yenilikçi yönünü oluşturmaktadır.